Bir kuyunun başında oturmuş, dili dışarı fırlamış, nefesi bile zor çıkan köpeği gören bir kadının yüreğini dağlayan manzaraya duyarsız kalmaz. Kuyuya iner, ayakkabısını doldurur, ayakkabıyı ağzına alarak kuyudan çıkar. Susuzluktan ölmek üzere olan köpeğin susuzluğunu gideren bu kadın için âlemlere rahmet Peygamberimiz buyuruyorlar ki; İşte bu kadın Cennetliktir.
Bir hayır mı yapıyoruz, bunu isteyerek, gönülden ve iyiliği yaptığımız karşımızdaki canlıyı yaşatmak için yapmalıyız. Bunun için de severek yapmalıyız. Ve kimsenin olmadığı, görmediği, bilmediği ortamda yapmalıyız. Reklamlara girmeden yapmalıyız. İşte o zaman gören, bilen Allah (cc) Peygamberine “İŞTE BU İNSAN CENNETLİKTİR” dedirttirir.
Yapacağımız her iyilik ve hizmetler gizlilik esaslarına uygun olmalıdır ki reklam aracı olmasın.
Ey iman edenler! Ey inancını yaşayanlar, müminler veya Allah (cc) ın hitabına mazhar olanlar.
Sadakalarınızı başa kakmak, gönül kırmakla boşa gidermeyin. Batıl hale getirmeyin. Ne kadar net buyurmuş Yüce Yaratanımız değil mi? Ki sadaka gönül kırmak, başından defetmek, insanları rencide etmek için veremeyiz. Çünkü verdiğimiz zekâtlar, hayır ve hasenatlarımız batıl hale geliyor.
Batıl hale gelmek ne demektir? Ortak kurban kesersiniz de ortaklardan biri et niyetiyle ortak olur. O kurban batıldır. Kurban değildir. İbadet yaptığınızı zannedersiniz ancak kurbanınız boşa gitmiştir.
Zekât, sadaka ve yapılan hayırların da makbul olması için;
1- Gönül kırmayacaksınız.
2- İnsanların onur ve gururunu rencide etmeyeceksiniz.
3- Başına kakmayacaksınız.
4- Sağ elinizin verdiğini sol eliniz bile duymayacak, görmeyecek ve bilmeyecek.
5- Ve malınızın en iyisinden, paranızın fakirin hakkı olanını hatta fazlasıyla vereceksiniz.
Bunu yapabiliyor muyuz? Bakın Allah (cc) bu toplumu nasıl da temize çıkarır.
Tersini düşünün lütfen, kameralar karşısında, poz vere vere, karşısındaki insanın insanlık duygusuyla oynayıp bak ben sana veriyorum ama artık bana kul olmalısın edasıyla verilenler ve sosyal medyada resim üstüne resimle sadaka verilmez. Vermeyelim. İşte başa kakma budur aziz dostlarım.
İnsanlara gösteriş için malını dağıtan adam gibi. Buyurun Yüce Allah(cc) ımız ne güzel buyurmuş. Yaptığımız iyilikler ve yardımlarda gösteriş yoktur. Bunu lütfen yapmayınız. Yoksa malım dediğiniz, param dediğiniz neye benzetilmiş bir görelim.
Böyle birinin hali, bir kayanın haline benzer. Üzerinde biraz toprak vardır. Hani kırlara çıkarsınız da kayaların üzerinde oturursunuz. Size garip gelen şudur. Koca kayanın üstünde bir avuç toprak vardır. Bir anlam da veremezsiniz.
Derken şiddetli bir sağanak yağmur inmiş de onu yalçın bir kaya halinde bırakıvermiş. Ne dersiniz, malım dediğimiz bizde ihtiyaçlıların hakkı olan bu sadakaları bir avuç toprak gibi mi yapalım yoksa daha da bollaşması için Allah (cc) ın emri üzere mi verelim? Bana göre ve size göre de Allah (cc) ve Resulünün emirleri doğrultusunda hareket etmek en doğrusudur.
Öyle kimseler, kazandıklarından hiçbir şey elde edemezler. Kazançlarınızı bereketlendirin. Bunun tek yolu; reklamlardan uzak, rencide etmeden, başa kakmadan verilen zekât ve sadakalardır.
Allah kâfirler topluluğunu doğru yola iletmez. (Bakara 264) Eyvah dostlarım eyvah! Bu hitap neden buraya getirilip yerleştirilmiş dersiniz? Hem müminlere hitapla başla, hem fakirlerin hakkı olan zekâtın nasıl verileceğinden bahset, sonra da Allah (cc) kâfirler topluluğunu doğru yola iletmez diye buyurulsun.
İşte kâfirler ile Müminleri ayıran özellikler yukarıda zikredildiği gibidir. Kâfirler, müminler gibi değildirler. Müminler de kâfirler gibi hareket etmezler.
Yani mümin, mümin olmalıdır.
Zekât, sadaka ve fitrelerinizi gerçek ihtiyaç sahiplerine veriniz. Reklama kaçmayınız. Bir de Yüce Allah (cc) ın her şeyi bildiğini, gördüğünü ve haberdar olduğuna inanın, iman edin. O hiçbir şeyi zayi etmez. Duaları gerçek kabul edecek odur.
Hepinizi Yüce Allah’a (cc) emanet ediyorum. Allah (cc) ibadetlerinizi ve kulluğunuzu kabul buyursun. Hastalara şifalar ihsan eylesin. Sağlık çalışanlarımızı her tür kötülüklerden korusun.
Selam ve dualarımla.
Saim ORAL, Kartal 29 Nisan 2021