Yazımız biraz uzun ancak sabırla okumanızı tavsiye ediyorum.

Tüm söylemini "Erdoğan gitsin" ifadesi üzerine kuran muhalefet kendi başarısızlıklarını ancak bu güne kadar gizleyebildi.
Fakat 14 Mayıs son tarih, gizleyemeyecekler.
Erdoğan'ın Türkiye'yi yönetmesini şiddetle ve insaf ölçülerini aşarak eleştirenler  kendi partisini yönetmekten aciz olanlar ve bunu gözden kaçırmaya çalışanlardır... Bunu da not edin.

Türkiye'yi bunca badireden çıkarmış bir lidere "Gitsin" derken,
Particilik oynayanları ittifaklarına  alıyorlar ve seçim kazanacaklarını iddia ediyorlar. Bu particikler hangi çalışmayı yapmışlar hangi proje ve programı hazırlamışlar bilen yok.

ERDOĞAN ITTIFAKINI GENİŞLETİYOR VE ZINDE TUTUYOR
Sizin o particik genel başkanı diye ittifakınıza kattığınız basiretsizlerden, kat ve kat fazla sayıdaki seçmenin oyuna mazhar olmuş önemli isimleri Erdoğan, yakın dönemde Cumhur İttifakına katacak ve ittifakı sadece partiler ekseninde değil, muteber isimler ekseninde de genişletecektir. Üstelik bu isimlerin başkan yardımcılığı ve vekil pazarlığı hesapları da yok.

Erdoğan, diğer yandan Cumhur ittifakına dahil olacak parti sayısını da arttırmayı ihmal etmeyecek.
Yani ittifak dahilinde; MHP,
Büyük Birlik Partisi, Yeniden Refah partisi, Hüdapar, Vatan Partisi, Anavatan Partisi, Doğruyol Partisi ve Dsp.
Ilaveten İyi Parti ve Saadet Partisi muhalifleri ile kumar masası tiyatrosuna tepki gösterenler bulunacak.

SONU GELENLER ve YENİ UFUK AÇANLAR
Aynanın diğer tarafındaki Millet İttifakı ise; dağıttığı sandalyeler, başkan yardımcılıkları ve koltuklar itibarı ile kontenjanlarını fazlasıyla  doldurmuş durumda. Yeni gelecek olanlara ne koltuk ne de başkan yardımcılığı kaldı. Millet İttifakı içindeki görüş ayrılıkları, ideolojik farklılıklar ve yakın dönemde yaşanan çatışmaları hakaretleri zaten hepimiz biliyoruz.
Seçmen de biliyor.

Bu bağlamda yapılacak tahlil, seçimin sonucunuda bizlere vermiş oluyor. 
Yani Millet İttifakı genişleme imkânını kaybeden taraf olarak görünürken; Cumhur İttifakı genişlemeye açık, potansiyelini ve nefesini hemen tüketmeyen, seçime kadar sürprizleri bünyesinde barındıran bir yapı olarak karşımızda duruyor.

Millet ittifakı seçmenlerine;
"Kandildekiler ve örgüt yöneticileri gelip Ankara'da siyaset yapacak diyenlerle bizi neden aynı masada buluşturuyorsunuz, aynı ortaklığa mecbur ediyorsunuz" diye de sorgulatmıyor.

Son günlerde deprem üzerinden yüklenmeler oluyor, Erdoğan'da zaten gereğini yapıyor.
Buna mukabil muhalefet partilerinin deprem konusunda Belediyelerinde hiçbir proje yapmadıklarını, bina yenilemelerini başaramadıklarını, kentsel dönüşümlere karşı durduklarını hepimiz biliyoruz.
Bu arada şunu da belirtelim deprem bölgesinde yıkılan binaların % 84'ü 2002 öncesi inşaa edilen binalardan oluşuyor.

ERDOĞAN'IN AÇTIĞI ÖZGÜRLÜK ALANINDAN ERDOĞAN GITSIN DIYEBILME ÖZGÜRLÜĞÜ 
Bugün gençlerin rahatlıkla düşüncelerini aktarabildiği sosyal medyanın Türkiye'de önünü açan ve başlı başına bir devrim olan e-devleti vatandaşımızla buluşturan Erdoğan gitsin de; "Atatürk 1939'da kanun çıkardı" diyen ve yürüyen merdivenlere ters binen adam gelsin diyorlar. 

Kendi partisini yönetemeyenlere, başarısızlıklarının hesabını vermeyenlere, şehit ailelerine küfredenlere, sözde terör devleti kurma hedefi olan misakı milli düşmanı gizli ortaklara, Istanbul'u/Istanbulluyu zor zamanlarda perişan edenlere ve Biden dostu bilumum gruplara Türkiye'yi teslim etmek istiyorlar.
Israrla koltuğa yapışanları ve parti içi gerçekleri kimselere göstermiyorlar. "Erdoğan gitsin" algısı ile suçlarını gizliyorlar.

TROL HESAPLARLA KILIÇDAROĞLU'NU YUKARIDA GOSTERME SAHTEKARLIĞI 
Uyduruk trol kamuoyu anketleri ve yanlı rakamlarla, kurdukları kumpasları örtmeye çalışacaklar, seçmeni yine yanıltmaya çalışacaklar.

Erdoğan gitmeyecek aksine %57 veya %60 ile tekrar gelecek. Çünkü halkımız "kumar masası ve noter masası" itirafıyla her şeyi birinci elden öğrendi. Türkiye'nin 1. gündeminin deprem olduğu en sıcak günlerde bunlar 3 günlük tiyatro ile vekil pazarlığı ve koltuk pazarlığı yaptılar.

AKŞENER'IN HEDEFİ ERDOĞAN DEĞİL KILIÇDAROĞLU'DUR
Millet ittfakında yaşanan tiyatroyu hep birlikte seyrettik.  Akşener’in Kılıçdaroğlu’nun adaylığını bu şekilde engellemeye kalkması kendi cenahınca büyük hata olarak değerlendirildi. Ve geri döndü. Esas manevra için sus pus olarak beklemeye geçti.  Akşener'in esas hedefi Erdoğan'ı değil CHP liderini yıkmaktır.

Akşener Kılıçdaroğlu'nun HDP ile yapacağı görüşmeyi bekleyecektir. HDP'nin Millet ittifakını hangi şartlarla destekleyeceğini ve hangi bakanlıkları istediğini görecek sonra harekete geçecektir. Buradan hareketle PKK kozu ile elinde çok güçlü bir gerekçe olacağını düşündüğü için ittifakı dağıtarak milliyetçi seçmenden tam not almayı hedefleyecek. Finalde Kılıçdaroğlu ve Hdp kaybetmiş olacak, seçmenleri nezdinde kaybettiği potansiyeli toparlamış olacak ve bir taşla 3 kuş vurmuş olacak.
Bunu başaramazsa ne olacak? 
Son tiyatronun üzerine bu manevrayı yapmazsa silinip gidecek, seçmenleri de Cumhur İttifakında kalacak.

KAHRAMANMARAŞ DEPREMINI DE ERDOGAN KALDIRACAK
Ekonomik krizlere, depremlere, darbelere algılara ve yedi düvele rağmen Türkiye'yi ayakta tutabilen; Van, Elâzığ, Adana, Bingöl, İzmir, Gölcük, Adapazarı depremleriyle yıkılan şehirleri ayağa kaldıran ve yüzyılın depremi ile yıkılan 11 şehrimizi de ayağa kaldırmaya and içmiş Sayın Recep Tayyip Erdoğan 'ı Türkiye tekrar Cumhurbaşkanı seçecek.

Hepsi toplanıp gelecekler, "kumar masası"nda,
imzalayıp "Noter Masası"nda onaylayarak, dönme dolaplarıyla gelecekler. Ancak  Erdoğan yine daha güçlü gelecek...

Başarısızlıklarını gizleyecekler ve türlü bahanelere sığınıp sonrasında bir kez daha "Erdoğan gitsin" diyecekler.
Ve 15 Mayıs'taki bu yenilgiden sonra bile partileri ile ilgili sorgulamayı yine yaptırmayacaklar.

Nihat Ağdemir 
11 Mart 2023