Bugün sandık başına gidecek olan Fransız halkı nefesini tutmuş, 2. tur Başkanlık seçiminin sonucunu bekliyor. İbrenin Sosyalist Parti Genel Sekreteri François Hollande’dan yana kayması sonrasında “Sol küllerinden yeniden mi doğuyor?” yorumlarını yapanlar bile var.
Cumhurbaşkanı Nicolas Sarkozy ile Sosyalist rakibi Hollande’ın TV ekranlarındaki 2.5 saatlik son düellosuna, ekonomi damgasını vurdu. Sarkozy, 5 yıllık görev süresi boyunca kötüye giden ekonomi için küresel krizi sorumlu gösterirken, Hollande rakibini “mağdur” rolüne soyunup, izlediği yanlış ekonomi politikalarını örtbas etmekle suçladı.
Halen 12 Avrupa ülkesi resesyonda. Avrupa’da giderek derinleşen ekonomik çıkmaza sağ politikalarla düşüldüğü ve kemer sıkma önlemleri sonucu geniş toplum kesimlerinin bunun bedelini ödediği izlenimi yaygınlaşıyor. Hal böyle olunca da sol partilerin alternatif haline gelmesinin ortamı, kendiliğinden hazırlanmış görünüyor.
Avrupa için bir umut
Hollande, “Fransa farklı bir yol izleyerek Avrupa’nın çıkmazdan kurtulmasına öncülük edecek” diyerek hem umut veriyor, hem de Fransız seçmeninin gururunu okşayarak kendisine sağlanan desteği artırıyor.
Seçimi Hollande’ın kazanması halinde Almanya’nın öncülüğünde sağlanmış olan mali disiplinle, krizden çıkış mutabakatının bozulacağını ileri sürenler vardı, ancak bu görüş giderek zayıflamış durumda. Krizin derinleşmesi ve toplumsal tepkilerin tırmanması, salt kemer sıkma önlemlerinin çıkış yolu olmadığını gösteriyor.
Bir süreden beri finansal piyasaların talepleri doğrultusunda uygulanan kemer sıkma politikalarının büyüme yolunu açmadığı görülünce, bu politikaların en katı savunucusu olan Almanya Başbakanı Angela Merkel bile mali disiplinle büyümeyi bağdaştıran politikaların gerekli olduğunu söylemeye başladı. Avrupa Merkez Bankası Başkanı Mario Draghi de mali disiplin konusundaki mutabakatın büyümeyi hedefleyen önlemlerle desteklenmesi gerektiğine işaret ediyor. Yalnızca mali disiplini hedefleyen kemer sıkma politikalarıyla ekonomik krizin aşılmayacağı görüşü, artık finansal piyasalarda bile yandaş buluyor.
5 milyon haneye ziyaret
Son haftalara damgasını vuran bu gelişmeler, Sosyalist adayın seçimi kazanma şansını artırıyor. Hollande’ın piyasaları ürkütecek adımlar atmaması halinde, finansal piyasaların da ona bir şans vermesi ve zaman tanıması mümkün. Gözlemcilere göre bir ay sonra Fransa’da bu kez Parlamento seçimleri yapılacağı için piyasalar, Hollande’ın bu süre içinde seçmene cazip gelecek söylemine bile hoşgörüyle bakabilir. Hollande, maceracı harcama politikaları izlemeyeceğini ve İskandinav ülkelerindekine benzer, sosyal adaletle ekonomik büyümenin birlikte yürütüleceği politikalara yöneleceğini gösterirse, bu olumlu karşılanabilir. Bütün bunlar, Fransa’da seçimlerin, solun küllerinden doğması için bir başlangıç olabileceğini düşündürüyor.
Sosyalist Parti’nin yıllar sonra ilk kez yeni bir umutla, bu seçimde çok aktif bir kampanya yürütmüş olması da dikkat çekici. Sosyalistlerin 80 bin gönüllüyle 5 milyona yakın haneyi ziyaret ederek kendi programlarını anlatmış olması da, Fransa’da daha önce benzeri görülmemiş bir yenilik. Fransa’nın, Avrupa’da yeni bir açılıma öncülük etme şansı doğmuş görünüyor.