Bazı gazeteler Başbakan’ın : “Cadı avı olmasın” sözlerini manşete çıkarmıştı...
Ne güzel, dedik, Başbakan adaletsizlik ihtimalini azaltmak istiyor...
Ancak haberi okuyunca anladık ki tersi söz konusudur...
Başbakan “Cadı avı olmasın” dedikten sonra diyor ki:
“Cadı avına çevirmek yanlış ama adalet de yerini bulmalı. İş gidebildiği yere kadar gitmeli. İşin içine kimler karışmadı ki... İş dünyası, basın, sivil toplum, rektörler... Kimler neler yaptı... Mesele sadece askerle bağlantılı değil. Bunlar ortaya çıksın...”
Bu sözler cadı avını cesaretlendirecektir...
* * *
Kurtuluş Savaşı’nda İngilizler safında yer alan hainler vardı. Kimi asker, kimi polis, kimi gazeteci bu hainler Cumhuriyet ilanından sonra 150 kişilik bir kafile halinde sürgüne gönderildi. Mısır, Suriye, Lübnan gibi ülkelere dağıldılar. Adlarına 150’likler denir. Aralarında Refi Cevad Ulunay, Refik Halit Karay, Sait Molla gibi ünlü yazar ve gazete sahipleri vardır.
Bu adamlar darbe teşebbüsçüsü falan değildi. Düpedüz vatan hainiydi. İstiklal Savaşı’nda düşmanın tarafını tutmuştu. Ne oldu biliyor musunuz? 28 Haziran 1938 yılında, Atatürk’ün sağlığında, onun önerisiyle çıkarılan bir yasayla affedildiler. Uzak ellerde fakirlik ve sefelete düştükleri haberleri Atatürk’ü üzmüştü. 14 yıllık sürgün yaşamından sonra yurda döndüler. Eskisi gibi işlerine devam ettiler. Halkın huzur içinde yaşamasını isteyen liderler affedici olur, geçmişteki yanlışlıkları veya düşmanlıkları eşelemezler, yeni acılar yaratmazlar... Devlet adamı mağdur insanların çoğalmasından değil azalmasından mutlu olur...
Bazı konularda AKP’nin hakkını yememek lazım... Örneğin bu iktidar döneminde, hukukun ne kadar önemli olduğunu çocuklar bile öğrendi...
Haldun Ertem
Bir insanı, ancak gerçekten uyuyorsa uyandırmak
mümkündür. Ama, eğer uyumuyor, uyku taklidi yapıyorsa, dünyanın bütün gayretlerini sarf etseniz, nafiledir.
Mahatma Gandhi
Ülkü’nün müzesi...
Gazeteler 23 Nisan’ı kutlayan haberlerinde Atatürk’ü manevi kızı Ülkü ile gösteren fotoğraflar kullandılar yine... Acaba biri de bugün 80 yaşında olan Ülkü Adatepe ile röportaj yapmış olabilir mi diye gazeteleri taradık... Kimsenin aklına gelmemişti!
Ülkü Hanım’ı son kez birkaç yıl önce Barış Manço Müzesi’nin açılışında görmüştük. O gün elinde pek çok anı eşyası bulunduğunu söyleyerek Kadıköy Belediye Başkanı’ndan bir müze yeri talep etmişti.
Talebine yanıt alamadı sanırız...
Oysa Caddebostan Kültür Merkezi gibi bir mekânda, bir köşede böyle bir müze oluşturulabilir. Kadıköy’ün onuru olur.
Özdemir Aydınlık’ta
Hürriyet gazetesinden tard edilen yazar Özdemir İnce, Aydınlık gazetesinde yazmaya başladı. Özdemir İnce Hürriyet’ten cumhuriyetçi, Atatürkçü, irtica karşıtı görüşleri yüzünden ayrıldı. Yandaş cephe onunla fikir yarışında başa çıkamadığı için Hürriyet’ten attırdı. Aşağıdaki satırlar onun bir yazısından:
“Türkiye Cumhuriyeti varoluş nedenlerine yani 29 Ekim 1923’te kendine öngördüğü ideallere sadık kalmalı ve onları geliştirmelidir. Daha demokratik, daha adaletli, insan haklarına gerçekten saygılı, sosyal adalete dayalı, bireylerinin gelişmesini örgütleyen, her alanda gerçekten laik, toplumun sınıflarının ve bireylerinin birbirini ezmesine izin vermeyen, çağının çağdaşı ve en önemlisi toplumunu bir kültür toplum yapmayı amaçlayan bir ‘aydın’ cumhuriyeti olmalıdır. 29 Ekim 1923’te kurulan Cumhuriyet’in özünde bu insani idealler vardır. Ancak Cumhuriyet’in amaçlarına ulaşmasına merkez sağ partileri 14 Mayıs 1950’den bu yana engel olmaktadırlar...”
Biraz da sağcı olsun!
CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu, partisinin aday göstereceği Cumhurbaşkanı’nın profilini Habertürk’te şöyle açıkladı:
“Halkın sevdiği, saygı duyduğu, geçmişiyle halka güven veren, dünya liderleriyle çok rahat ilişki kurabilecek, merkez sağın rahatlıkla oy verebileceği bir aday.”
Cumhuriyet’te Cüneyt Arcayürek diyor ki:
“Önümüzdeki günlerde AKP sözcüleri ve yandaş medya CHP Genel Başkanı’na teşekkür eden açıklamalar yaparlarsa sakın şaşırmayın...”
Neden mi AKP sözcüleri Kılıçdaroğlu’na teşekkür edecekmiş?
“Tayyip Erdoğan’ın profilini çizdi” diye!
Deve ve Diyanet!
Umre için Suudi Arabistan’a giden iki vatandaş ile bir imamın, birçok hastalığa iyi geldiğini belirten hadislere dayanarak deve idrarı içtikleri ve yurda dönüşlerinde hastaneye kaldırıldıkları iki haftadır gazetelerde yazılıyor.
CHP Milletvekili İhsan Özkes, halkı dini konularda aydınlatma görevi bulunan Diyanet’in bu konuda herhangi bir açıklamasının olmamasını eleştiriyor. Soruyor:
Hac ve Umre Diyanet’in organizasyonunda yapıldığına göre, Diyanet’in bu olayla ilgisi nedir? Deve idrarı içtiği iddia edilen imam Diyanet görevlisi midir?
Diyanet’i açıklamaya davet ediyorum...”