Birkaç ay önceydi.Apple-tab-span" style="white-space:pre"> ABD’nin doruklarında olan birisiyle aynı gruptaydım.
Söz verdiğim için yer ve isim yazmıyorum.
Ayrılırken “tek kelimelik soru” demiştim.
“Suriye?”
Cevabı bugünlere ışık tutuyor.
“Esad gitmeli. Bunda Türkiye etkili olabilir.
Gene de gitmezse...
Elimizdeki şans bu işte, denemeliyiz.”
..................
Bugünlere gelelim.
Suriye sınırı aşırı ısındı.
Kıvılcımlar uçuşuyor.
“Sıcak çatışma” -olasılığı, kısa süreli ve dar alanlı kalsa da- büyüyor.
Türkiye, giderek Suriye’ye doğru sınırın ötesine çekilmekte.
“Silahlı güç” seçeneği içinde aşamalı çalışmalar bile konuşulmakta.
Türkiye bu süreçte önce “soft power (yumuşak güç)” yörüngesindeydi.
Şimdi “yörünge değişikliği” işaretleri alınmakta.
Esad kuvvetleri sınıra kadar dayandı.
Muhaliflere sıkılan kurşunlardan bizim topraklara sekme sonucu bir devlet görevlisi yaralandı.
Artık “TSK’nın Suriye içine uzanan bir insani yardım koridoru açması” gündemde.
Düz mantık tercümesi, “TSK’nın Suriye topraklarına birkaç kilometre girmesidir.”
Suriye, buna seyirci kalır mı?
Kaygı duyulması gereken bir sorudur bu.
Duyarlı bir “zaman sınırındayız ( dead line...)”
Esad yönetiminin BM’ye verdiği sözün son zaman sınırı 11 Nisan.
Hiç değilse bu kez sözünde durursa belki sınırdaki sıcak hat soğumaya alınır.
DEMOKRATİK KONFEDERALİZM
AMASYA’da bile PKK terörü.
Şehit Mehmetçiğe rahmet, ailesine ve TSK’ya başsağlığı diliyorum.
Ama...
Amasya’ya bile sarkmış olması PKK gerçeklerinin tüm tehlike boyutlarıyla görülmesine açılmış bir yeni penceredir.
Kürt kökenli yurttaşlarımızla PKK’nın ayrılması daha da önem kazanmıştır.
Terimleri açmakta yarar var.
KCK “Kürdistan Topluluklar Birliği” yapılanmasıdır.
KCK sistemi -sözde- yasama, yürütme, yargı erkleri ve silahlı gücü olan bir yapılanmadır.
Kürt kökenli yurttaşların hayatının her alanını denetim altına almayı hedefleyen “otoriter” bir devlet projesi girişimidir.
Önce “demokratik özerklik” sonraki aşamada Irak, Suriye, Türkiye ve İran özerk Kürt yönetimleriyle “demokratik konfederalizm” hedefine ulaşmak (!)
Esad rejimi yıkıldığında Suriye’de bir özerk Kürt yönetimini devreye sokmak uzak olmayan bir gelecek planı.
Irak’ta zaten “federe devlet” fiili durumuna sahip Kürt bölgesi var.
Buna Türkiye’de özerk Kürt bölgesi planlarını ekleyin.
Masanın sadece 4’üncü ayağı çok daha zor.
Gidiş değilse bile kafalarındaki proje 3 ayaklı bir yapılanma.
Bu durumda Suriye’nin Esad otoriter yönetimi altında toprak bütünlüğünü sürdürmesi mi yoksa Esad’ın çökmesi, Suriye’nin parçalanması mı Türkiye’nin yararına?
Cevabı kaygan bir soru.
Eskiden olsa belki “Suriye’de statü sürsün” denebilirdi.
Oysa Esad yönetimi tıpkı yıllar öncesi gibi PKK’ya topraklarını açtı.
Hiç kuşkusuz lojistik destek de vermekte.
Yani...
Kandil’in yanı sıra Suriye sınırı ötesinde de PKK karargâhı!..
Esad çökerse özerk Suriye Kürtleri bölgesi...
O da PKK’yla dirsek temasında olacak.
Değneğin iki ucu da aynı.
Allah sonunu hayırlı etsin.