Recep Durul Türkiye’de uzun süreden beri devam eden yüksek enflasyon sorununa yönelik olarak Maliye Bakanı Mehmet Şimşek liderliğinde Orta Vadeli Plan çerçevesinde sıkılaştırıcı maliye politikaları uygulanmaya devam ediyor. Merkez Bankası’nın %50 politika faizi ile destek verdiği enflasyonu düşürme politikaları, kur korumalı mevduat ve kredi sınırlandırmaları gibi uygulamalar ve diğer yan desteklemelerle iç talebi kısarak enflasyon kontrol altına almayı hedefliyor.

Bu politikalar çerçevesinde ayrıca KDV, ÖTV gibi dolaylı vergiler ve doğrudan vergi oranlarındaki artışlarla kamu gelirleri artırılarak tasarruf sağlanmaya çalışılıyor. 

Önemli bir ekonomi hastalığı olan enflasyon, gelir dağılımı üzerinde bozulmaya yol açması, yoksul/zengin arasındaki ayrışmayı derinleştirmesi ve zengini daha zengin yoksulu daha yoksul hale getirmesi gibi önemli bir sosyolojik sorunları beraberinde getirmesi ile oldukça yıpratıcı bir süreçtir. Yüksek enflasyon döneminde yüksek gelir gruplarının gelirlerinde ve servetlerinde nominal olarak dahi olsa bir hızlı bir artış gözlemlenir. Enflasyonla mücadele politikaları kapsamında en fazla başvurulan para politikası enstrümanlarından olan faiz ise yükselen enflasyona paralel olarak artarak mevduat sahiplerinin finansal servetlerinde hızlı bir artışa yol açar. Buna karşılık, finansal birikimi olmayan dar gelirli vatandaşlar açı#Repost @mahmutdemirttas 

Nilüfer Yolçatı mahallesinde meydana gelen orman yangınına müdahalemiz havadan ve karadan devam ediyor..

Valiliğimiz koordinesinde yürütülen müdahale çalışmalarıyla yangının bir an önce kontrol atına alınmasını temenni ediyoruz.

Yangına canla başla müdahale eden tüm ekiplerimize kolaylıklar diliyor, yangından etkilenen hemşehrilerimize geçmiş olsun dileklerimi iletiyorum.sından yüksek enflasyon, otonom giderlerin maliyetlerinin hızla artması, buna karşılık sabit gelirin yüksek enflasyon karşısında hızla erimesi sorununu getirir. Üstelik enflasyonla mücadele politikaları kapsamında kamu tasarrufunu artırmak ve talebi kısmak maksadıyla ücretlerde yapılan artışlar zaman zaman enflasyon oranlarının altında kalarak dar gelirli ve sabit gelirli kesim üzerinde olumsuz etkinin derinleşmesine yol açar. Bu nedenle Maliye Bakanı Sayın Mehmet Şimşek tarafından geçtiğimiz günlerde bazı başlıkları açıklanan Yeni Vergi Reformu’nun, dar gelirlinin enflasyonla mücadele politikaları kapsamında yaşadıkları dezavantajlı durumlar karşısında onları koruyan ve verginin tabana yayılmasını destekleyen tedbirler sağlayacağı belirtilmiştir. Garsonluk hizmetlerinde bahşişler, son dönemlerde bahşiş kutuları yerine kredi kartları ile mevcut ödeme üzerine ek olarak verildiğinden toplam rakam üzerinden vergilendirme sorunu yaşanmaktadır. Bakan Şimşek, bu duruma dikkat çekerek moto kurye ve garson bahşişlerinin vergiden istisna olacağını açıklamıştır. 

Yeni vergi paketinde öne çıkan bazı önemli başlıklar aşağıdadır:

Çok uluslu şirketlerden asgari kurumlar vergi alınması planlanmaktadır. Bu uygulama birçok ülke tarafından tercih edilmektedir.

Asgari kurumlar vergisi ve asgari gelir vergisi uygulaması ile vergi kayıplarının önüne geçilmeye çalışılacaktır. 

Yap-işlet-devret sistemi ve kamu-özel işbirliği projelerine ait kurumlar vergisi oranı 5 puan düzeyinde artırılacaktır.

bahşişler, son dönemlerde bahşiş kutuları yerine kredi kartları ile mevcut ödeme üzerine ek olarak verildiğinden toplam rakam üzerinden vergilendirme sorunu yaşanmaktadır. Bakan Şimşek, bu duruma dikkat çekerek moto kurye ve garson bahşişlerinin vergiden istisna olacağını açıklamıştır. 

Yeni vergi paketinde öne çıkan bazı önemli başlıklar aşağıdadır:

Çok uluslu şirketlerden asgari kurumlar vergi alınması planlanmaktadır. Bu uygulama birçok ülke tarafından tercih edilmektedir.

Asgari kurumlar vergisi ve asgari gelir vergisi uygulaması ile vergi kayıplarının önüne geçilmeye çalışılacaktır. 

Yap-işlet-devret sistemi ve kamu-özel işbirliği projelerine ait kurumlar vergisi oranı 5 puan düzeyinde artırılacaktır.

Vergi gelirlerinin artırılmasında en önemli kaynaklardan biri sermayenin vergilendirilmesidir. Bu çerçevede verginin tabana yayılırken yüksek gelir elde eden firmaların etkin şekilde vergilendirilmeleri, kayıp, kaçak ve kayıt dışılığın azaltılarak ekonomik yükün dar gelirli üzerinden kısmen de olsa yüksek gelir grubuna aktarılması hem kamu gelirlerinin artmasını, hem kayıp ve kaçağın azaltılmasını, hem de düşük gelir grubunun biraz daha rahatlamasını sağlayacaktır. 

Yeni vergi paketinde toplam vergi gelirleri içerisinde doğrudan vergilerin payının artırılması öne çıkan önemli beklentilerden birisidir. Türkiye’de toplam vergi gelirleri içerisinde dolaylı vergilerin payı takriben yüzde 65 düzeyindedir. Vergilemede adalet ilkesinin inşası ve vergisel gelirlerin artırılması açısından bu yapının değiştirilmesi ve doğrudan vergi gelirlerine daha fazla yönelinmesi oldukça ehemmiyetlidir. 

Vergi paketleri ile devlet öncelikle vergi gelirlerini artırmak istemektedir. Ancak vergi sisteminin sık sık değişikliğe uğraması karmaşıklığa yol açmaktadır. Vergilemenin oldukça geniş bir tabana yayılması ve reel sektörün üretim ve istihdam isteğinin negatif yönde etkilenmemesi gerekmektedir. 

Vergileme konusunda düzenlemelere gidilirken özellikle ihracat firmalarının desteklenmesi döviz gelirlerinde sürdürülebilir artış sürecinin tesisi açısından yaşamsal öneme sahiptir. İhracatçı firmalar yaptıkları uluslararası ticaret de ülkeye döviz girdisinin sağlanmasında ve döviz darlığının azalmasında önemli bir katkıya sahiptir. İhracatçı firmaların bu dönemde desteklenmesi hem bu firmaların enflasyonun yol açtığı risklerle mücadele etmesine katkı sağlayacak, hem de ülkeye daha fazla döviz girdisi sağlayarak sermaye birikimi teşvik edilmiş olacaktır. Bu çerçevede ihracatçı firmalar açısından rekabetçi kur dış ticarette önemli bir avantaj sağlayacaktır. Artan enflasyona rağmen kurlarda bir değişiklik olmaması ihracatçı firmaların yurt dışına ihracatını olumsuz etkilemektedir. İhracatçı firmaların maliyet avantajı elde etmeleri için ılımlı düzeyde gerçekleşecek kur artışları önemli bir katkı sağlayacaktır. Kurların uzun süre aynı seviyede kalması ihracatçı firmaların şevkini kırarak ülkemizde döviz getirme yetkinlikleri önemli ölçüde kısıtlanmış olacaktır. Böyle bir süreç sonunda ihracatçı firmalar uluslararası rekabeti kaybederek üretimlerini kısma ve piyasa dışına itilme riski ile karşı karşıya kalabilirler. Öte yandan aşırı değerli TL, ithalatın artmasını da teşvik eder, bu da bin bir zahmetle yürütülen enflasyonla mücadele politikalarının akim kalmasına yol açabilir. Yurt dışından ithal edilen otomobil, elektronik cihazlar gibi lüks tüketime hitap eden ürünlerin ithalatında artışlar gözlenebilir. İthalatın artması da sınırlı düzeydeki dövizin hızla yurt dışına çıkmasına yol açar. Bu nedenle, enflasyonla mücadele politikaları uygulanırken iç talebin kısılması yanında, üretici firmaların üretim kapasitelerini artırma ve ihracatçı firmaların ihracat etkinliklerini yükseltme konusunda destekleyici tedbirler, vergi avantajları vb. politikalarının hayata geçirilmesinde önemli fayda vardır. Tek taraflı olarak sert şekilde talep kısıcı politikalar uygulanması enflasyonu düşürme yönünde olumlu etki ortaya koymakla birlikte, ekonominin işlerliğini sürdürebilmesi için can damarlarının kesilmemesi gerekir. Bu çerçevede ekonominin can damarları olan üretici işletmeler ve ihracatçı işletmelerin faaliyetlerini destekleyici tedbirler alınması hayati öneme haizdir. 

Yeni vergi paketinin enflasyonla mücadele politikalarımıza katkı sağlaması ve en yakın zamanda istikrarlı ekonomiye kavuşmamız dileklerimle…