Sağlık

“Türkiye'de 26 bin civarında tip 1 diyabetli var”

İSTANBUL, (DHA)- İstanbul’da Okulda Diyabet Programı Millî Eğitim Bakanlığı İl Sağlık Hizmetleri SorumlularıToplantısı gerçekleşti. Toplantıda konuşan Koç Üniversitesi Tıp Fakültesi Öğretim Üyesi ve Çocuk Endokrinoloji ve Diyabet Uzmanı Prof. Dr. Şükrü Hatun, “Türkiye'de 26 bin civarında tip 1 diyabetli var ve bunların büyük çoğunluğu okul çağında. Yüzde 65’i de ilköğretim çağında yani 15 bin civarında. Dolayısıyla özellikle ilköğretim çağındaki çocukların bakımını desteklemek için bu toplantıyı düzenledik” dedi.

Okulda Diyabet Programı Millî Eğitim Bakanlığı İl Sağlık Hizmetleri Sorumluları Toplantısı İstanbul’da düzenlendi. Toplantıya Koç Üniversitesi Tıp Fakültesi Öğretim Üyesi ve Çocuk Endokrinoloji ve Diyabet Uzmanı Prof Dr. Şükrü Hatun, Sanofi Türkiye ve Levant Kurumsal İletişim Direktörü Pınar Kaya’nın yanı sıra akademisyenler, diyetisyenler, doktorlar, öğretmenler ve veliler katılım gösterdi. Toplantıda ayrıca ‘Okulda Diyabet Programı İyi Uygulama Örnekleri (Okulda Diyabet Programı Elçileri) 2024 Ödül Töreni’ gerçekleşti. ‘Okulda Diyabet Programı İyi Uygulama Örnekleri (Okulda Diyabet Programı Elçileri) Ödülü 2024’, sınıfında diyabet belirtisi olan çocukları fark edip erken tanı konmasını sağlayan ve/veya diyabetli çocukların bakımına katkı ve destek sağlayarak fark yaratan, örnek çabaları ile ‘Okulda Diyabet Programı Elçileri’ olabilecek öğretmenlerin, okul yöneticilerinin, okul sağlığı hemşirelerinin ve diğer okul çalışanlarının saptanması ve ödüllendirilmesi amaçlandı.

Okulda Diyabet Programı ise öğretmenlerin, okul yöneticilerinin, okul sağlığı hemşirelerinin ve diğer okul çalışanlarının çocuklardaki diyabet belirtilerini erken fark ederek tanı için yönlendirmesini ve diyabetli çocukların okuldaki ihtiyaçlarını tanıyarak destek olmayı amaçlıyor. Program kapsamında 2010 yılından beri çeşitli etkinlikler yapılmakla beraber Millî Eğitim Bakanlığı tarafından ‘Okulda Diyabet Bakımı Yönergesi’ de yayınlandı.

“ÖĞRETMENLER VE OKUL HEMŞİRELERİ BAŞTA OLMAK ÜZERE HERKESİ EĞİTMEYE ÇALIŞIYORUZ”

Toplantıda konuşan Koç Üniversitesi Tıp Fakültesi Öğretim Üyesi ve Çocuk Endokrinoloji ve Diyabet Uzmanı Prof. Dr. Şükrü Hatun, “Tip 1 diyabeti çocukların sağlığını korumak ve yaşamlarını herkes gibi sürdürmesini sağlamak için hem hastanedeki bakım hem de evdeki bakım önemli. Biz okulda diyabet programıyla buna okuldaki bakımı da eklemeye çalışıyoruz. Özellikle okul süresi boyunca çocukların glikozların izlenmesi, insülinlerin yapılması onlara güç ve moral verilmesi gibi problemlerine odaklanıyoruz. Okulda diyabet programı 13 yıldan beri süren bir program. 2 tane temel hedefi var. Bir tanesi farkındalık yaratmak. Tip 1 semptomlarını ve bulgularını öğretmek. İkincisi ise okul ortamında tip 1 diyabetli çocukların desteklenmesini sağlamak. Öğretmenler ve okul hemşireleri başta olmak üzere bu konuda herkesi eğitmeye çalışıyoruz” ifadelerini kullandı.

“İLKÖĞRETİM ÇAĞINDAKİ ÇOCUKLARIN BAKIMINI DESTEKLEMEK İÇİN BU TOPLANTIYI DÜZENLEDİK”

Toplantının amaçlarından bahseden Prof. Dr. Hatun, “Toplantının önemli bir dönüm noktası olacağını düşünüyoruz. Bu toplantıya gelen arkadaşlarımız Milli Eğitim Bakanlığı'nın illerdeki sağlık sorumlularından oluşuyor. Dolayısıyla aslında onları eğiterek, onlar da kendi illerindeki ilçelerindeki okul yöneticilerini eğitecekler. Yukarıdan aşağı doğru bir dalga etkisi yaratmayı umuyoruz. Bu şekilde okulda diyabet programının amaçlarını güçlendirmek istiyoruz. Türkiye'de 26 bin civarında tip 1 diyabetli var ve bunların büyük çoğunluğu okul çağında. İlköğretim çağında da yüzde 65’i bulunuyor yani15 bin civarında. Dolayısıyla özellikle ilköğretim çağındaki çocukların bakımını desteklemek için bu toplantıyı düzenledik” dedi.

“YARATTIKLARI FARKI GÖRMEK İÇİN BİR YARIŞMA DÜZENLEDİK”

Okulda Diyabet Programı İyi Uygulama Örnekleri (Okulda Diyabet Programı Elçileri) Ödülleri hakkında bilgi veren Prof. Dr. Hatun, “Birçok öğretmen Türkiye'de okulda diyabet programının amaçlarına uygun bir şekilde çalışıyor. Onları saptamak ve yarattıkları farkı görmek adına bir yarışma düzenledik. Onlar kendi projeleriyle, öyküleriyle katıldılar. Bir jüri onları belirledi. Bugün de onların hem örnek uygulamalarını dinledik hem de sertifikalarını verdik. 15 tane arkadaşımızı burada hep beraber kutladık” ifadelerini kullandı.

“KAN ŞEKERİ DÜŞÜKLÜĞÜ SIRASINDA YARDIM EDİLMESİ GEREKİYOR”

Tip 1 diyabetli öğrenciler karşılaştığı zorluklar ile ilgili Prof. Dr. Hatun, “En önemli zorluk gözetim ihtiyacı duymaları. Özellikle ilkokul çağında çocukların okula girdiği andan itibaren glikozlarının izlenmesi gerekiyor. İnsülinlerinin yapılması gerekiyor. Özellikle kan şekeri düşüklüğü sırasında yardım edilmesi ve ailesiyle sürekli iletişim halinde bulunulası gerekiyor. Bizim önerimiz şu: Bir okulda tip 1 diyabetli bir çocuk varsa o okulun bir sorumlu belirlemesi ve bütün iletişim o sorumlunun yapmasını amaçlıyoruz. Bu toplantının bu konuda büyük bir etkisini de bulunacağını söyleyebilirim” dedi.

“BURADA OLMAKTAN ÇOK MUTLUYUZ”

Programa yönelik konuşan Sanofi Türkiyeve Levant Kurumsal İletişim Direktörü Pınar Kaya, “ Sanofi olarak karşılanmamış sağlık ihtiyaçlarına odaklanan ve varlık sebebini bunun üzerine inşa eden bir ilaç şirketiyiz. Dolayısıyla bizim derdimiz de özellikle tip 1 diyabetli çocukların hayatını iyileştirmeye çalışan bu programla tamamen örtüştü. Bu sebepten dolayı 13 senedir büyük bir gururla biz bu programa destek oluyoruz. Her sene program kendi içinde gereklilikleri ihtiyaçları belirleyor ve 1 sene sonranın yol haritasını buna göre çıkartıyor. Bugünkü toplantıda da burada öğretmenler de okul idarelerinin içinde çocukların hayatında bir fark yaratan sadece sağlıkları değil, aynı zamanda sosyal çevreleri, aynı zamanda akademik başarıları açısından çok büyük etkileri olan arkadaşlarımız var. Bugün onların ödül töreni var. Biz de burada olmaktan çok mutluyuz” ifadelerini kullandı.

“HER DOKUNDUKLARI ÇOCUK BİZİM GELECEĞİMİZ AÇISINDAN ÇOK BÜYÜK BİR KAZANIM”

Okulda diyabet programı elçilerinin diyabetli çocuklara katkıları ile ilgili Kaya, “Öncelikle hayati bir katkı var. Çocuğun en başta teşhis alması sonra gerekli tedavilere ulaşması onun normal bir hayat sürebilmesi için çok kritik. Arkadaşlarından dışlanmaması, tüm sosyal aktivitelerini yerine getirebilmesi için çok önemli. Buradaki öğretmenler en başta bunu sağlıyorlar. Ama bunun yanı sıra da tabii ki sosyal çevre veya akademik başarıları, tıpkı sağlık gibi hayata ilk atıldıkları okul dönemlerinde çok etkiliyor. Dolayısıyla her dokundukları çocuk bizim geleceğimiz açısından çok büyük bir kazanım diye düşünüyoruz. Çok mutlu ve gururlu bir şekilde bugün onları alkışlayacağız” diye konuştu.