Gündem

İstanbul - Erdoğan: Gün bir olma birlik olma hep beraber Türkiye olma günüdür

Kübra SONKAYA - Uğur GÜLBOY/ İSTANBUL, (DHA)- CUMHURBAŞKANI Recep Tayyip Erdoğan, MESS 51. Olağan Genel Kurulu'nda konuştu. Cumhurbaşkanı Erdoğan, "İsrail'in koçbaşı olarak kullanıldığı kirli planın hedefine ulaşamaması, her şeyden önce 85 milyonun Türkiye ortak paydasında buluşma iradesi göstermesine ve bu doğrultuda adım atmasına bağlıdır. Türkiye üzerinde birleştiğimizde ne kadar büyük olursa olsun, her badireyi atlatırız, her meselenin üstesinden geliriz, her türlü sıkıntıyı çözeriz. Gün, bir olma, birlik olma, hep beraber Türkiye olma günüdür Gün ezeli ve ebedi kardeşliğimizi güçlendirme günüdür" dedi.

Erdoğan, "Sanayimizi dönüştürme konusunda kararlıyız. Siz sanayicilerimizle yeni projelere yeni ve verimli projelere imza atmak istiyoruz İzleyeceğimiz aktif sanayi politikalarıyla reel sektörümüzün gerekli sıçrayışı yapmasını sağlayacağız. Sanayinin yer ve lojistik ihtiyaçlarını da karşılayacağız." şeklinde konuştu.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Sarıyer'de düzenlenen Türkiye Metal Sanayicileri Sendikası (MESS) 51. Olağan Genel Kurulu'na katıldı. MESS Yönetim Kurulu Başkanı Özgür Burak Akkol'un ev sahipliği yaptığı programda, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mehmet Fatih Kacır, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Vedat Işıkhan, İstanbul Valisi Davut Gül ile çok sayıda sendika üyesi ve davetli katıldı.

Programda bir konuşma yapan Erdoğan, sundukları katkılardan ötürü sendika üyelerine teşekkür ederek, "Türkiye Metal Sanayicileri Sendikamız 14 Ekim'de 65. kuruluş yıldönümünü geride bıraktı. O günden bugüne Metal İş kolunda faaliyet gösteren işverenlerimiz, Türkiye'nin sanayi atılımlarında her zaman öncü roller üstlendi. Sanayi ihracatımızın yüzde 40'ını gerçekleştiren otomotiv sanayisi , demir-çelik, dayanıklı tüketim gibi sektörlerle üretimin lokomotifi olan 264 üye şirket sendikamızın çatısı altında yer alıyor. Üyeleri ve oluşturduğu ekosistemle MESS, 1 milyon kişiye istihdam imkanı sağlıyor. Sadece üretim, istihdam ve ihracat boyutuyla değil, MESS üyelerimiz burs programıyla da nitelikli insan kaynağımızın yetişmesine katkı sağlıyor. Mesleki eğitim alanında 50 bin bursiyere ulaşarak, eğitime destek veren sendikamızı sosyal sorumluluk projelerinden dolayı kendilerini ayrıca kutluyorum. İnsana yapılan yatırım bir ülkenin geleceğine yapılmış en büyük en kalıcı yatırımdır. Türkiye'yi daha müreffeh yarınlara taşıyacak olan da insan kaynağının niteliğini artırmaya dönük, 'MESS Yarınım' tarzı projelerdir. Ülkemizin gelişmesine kalkınmasına büyümesine yaptıkları katkılar için kuruluşundan bugüne MESS bünyesinde gayret göstermiş herkese tüm metal sanayicilerimize ülkem ve milletim adına teşekkür ediyorum. Son 22 yılda milli gelirimizin 236 milyar dolardan 1,1 trilyon doları aşmasında ekonomimizin her yıl ortalama yüzde 5,5 oranında büyümesinde, satın alma gücüne göre dünyanın en büyük 11. ekonomisi olmamızda, işgücü sayısındaki artışa rağmen, istihdamımızın 33 milyon sınırına yaklaşmasında, ihracatımızın 36 milyar dolardan 261 milyar dolara yükselmesinde, Türkiye ekonomisinin son 22 yılda her alanda gerçekleştirdiği atılımlarda sizlerin katkısı asla yadsınamaz" dedi.

'EKONOMİ PROGRAMIMIZIN OLUMLU ETKİLERİNİ GÖRMEYE BAŞLADIK'

6 Şubat depremine rağmen ekonomide olumlu gelişmeler olduğuna vurgu yapan Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Küresel ekonominin son 5 yıldır içinde bulunduğu sancılı ve fırtınalı süreci sizler zaten biliyorsunuz. Koronavirüs salgını ve jeopolitik gerilimler tedarik zincirlerinde kırılmalara yol açtı. Enerji ve gıda fiyatlarında keskin artışlara sebep oldu. Küresel büyüme, bu tür şoklara görece dayanıklı olsa da bazı bölgelerde büyüme oldukça zayıf bir performans gösterdi. Bölgemizdeki krizlerin de bu belirsizlik iklimini derinleştirdiğini görüyoruz. Bölgesinin istikrar adası ve yükselen yıldızı olan Türkiye, etrafındaki ateş çemberine rağmen üretim kabiliyetleri, güçlü altyapısı, nitelikli insan kaynağı, küresel entegrasyonuyla adından daha fazla söz ettiriyor. 6 Şubat depremlerinin yol açtığı ilave 104 milyar dolarlık faturaya rağmen, vatandaşlarımızın refahını kalıcı olarak artırma hedefiyle uyguladığımız ekonomi programımızın olumlu etkilerini görmeye başladık" ifadelerini kullandı.

'MERKEZ BANKASI BRÜT REZERVLERİ 156 MİLYAR DOLARLA REKOR SEVİYEYE ULAŞTI'

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Eylül itibariyle 260 milyar doların üzerinde ihracat yapıldığını belirterek, "Son 1,5 yıldır, makro dengesizlikleri gidermek adına büyük bir mesafe kat ettik. Hamdolsun başarılı da olduk. Ağustos'ta 4,3 milyar dolar ile 5 yılın aylık en yüksek cari fazlasını verdik ve yıllık cari açığımız 11 milyar dolara geriledi. Böylece 2023 Mayıs ayına göre, yıllık cari açıktaki düşüş 44 milyar doların üzerinde gerçekleşti. Rezervlerimiz artmaya devam ediyor. Merkez Bankası, brüt rezervleri 156 milyar dolarla rekor seviyeye ulaştı. Eylül itibariyle; yıllık ihracatımız 260 milyar doların üzerine çıktı. İş gücü piyasası, sizlerin de desteğiyle oldukça iyi gidiyor. Bu yılın ilk 8 ayında istihdam artışı 654 bin kişi oldu ve işsizlik oranı yüzde 8,5 olarak gerçekleşti. İstihdam sayımız aynı dönemde 78 bin kişi artarak 32 milyon 776 bin kişi, istihdam oranı ise 0.1 artarak yüzde 49.7 oldu. Yılbaşından bugüne geçen 8 aylık süreçte 650 binin üzerinde bir istihdam artışı sağladık. 2005 yılından bugüne 13,5 milyon kişiye istihdam oluşturduk. Gençler ve kadınların çalışma hayatındaki konumlarını güçlendirmeye biliyorsunuz öncelik veriyoruz. İş pozitif programımızla 600 binden fazla kadın vatandaşımızı çalışma hayatına kazandırdık. Yakın zamanda devreye aldığımız iş gücü uyum programıyla da özellikle de kadınlar, engelliler, üniversite öğrencilerinin iş gücü piyasasına geçişini kolaylaştırmayı hedefliyoruz. Son yıllarda esnaf, tüccar sanayici dahil işverenlerimizin en çok şikayet ettiği hususların başında, çalıştıracak personel bulamamak geliyor. Bilhassa emek yoğun iş kollarında, ara eleman sıkıntısı yaşanıyor. İş gücü arzının yeterli olmadığı durumlarda, tüm dünya gibi uluslararası iş gücünün tamamlayıcı rolünden istifade ediyoruz. Çalışanın, üretenin ihracat yapanın, özellikle yanında olmaya devam edeceğiz. İşsizliği azaltmayı, istihdam artırmayı, işgücü piyasasında kayıt dışılığını önlemeyi amaçlayan istihdamı destekleyici politikalarımız sürecektir" şeklinde konuştu.

'YILLIK ENFLASYON SON 4 AYDA 26,1 PUAN GERİLEDİ'

Cumhurbaşkanı Erdoğan, yıllık enflasyonun gerilediğine vurgu yaparak, "Ekonomi programımızın önceliği olan enflasyonla mücadelede kayda değer mesafe aldık. Ekmeğimize, soframıza alın terimize, dişimizden tırnağımızdan ayırarak bir tarafa koyduğumuz birikimimize musallat olan enflasyon, yavaş yavaş dizginlenmeye başladı. Yıllık enflasyon son 4 ayda 26,1 puan geriledi. Yeterli mi? Değil. Yeterli olmadığının biz de farkındayız. İnşallah biraz daha sabredecek ve çok daha güzel neticeleri göreceğiz. Ekonomi programımız asla tek ayaklı değildir. Yani sadece enflasyon odaklı mali sıkılaştırma odaklı bir anlayışla hareket etmiyoruz. Para maliye ve gelirler politikasını tam bir eşgüdüm içerisinde yürütüyoruz. Mali disiplinden asla taviz vermiyoruz. Deprem harcamaları dışındaki tüm harcamalarda tasarruf bilincini ön planda tutuyoruz. Artık sırada yapısal reformlarda mesafe kat etmek var. Verimliliği ve rekabet gücümüzü artıracak reformları zaman kaybetmeden hayata geçireceğiz. Sanayimizi dönüştürme konusunda kararlıyız. Siz sanayicilerimizle yeni projelere yeni ve verimli projelere imza atmak istiyoruz İzleyeceğimiz aktif sanayi politikalarıyla reel sektörümüzün gerekli sıçrayışı yapmasını sağlayacağız. Sanayinin yer ve lojistik ihtiyaçlarını da karşılayacağız." şeklinde konuştu.

'BU ARKAİK ZİHNİYETİN PERTE ÇIKARILMASINI FEVKALADE ÖNEMLİ BULUYORUZ'

Konuşmasında muhalefete de yüklenen Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Türkiye'yi kalkındırma mücadelemizde 22 yıl boyunca pek çok engelle, çok çeşitli zorluklarla karşılaştık. Biz köprü, yol, havalimanı, baraj, fabrika inşa ederken, sondajlarla petrol doğalgaz ararken, yılların ihmallerini ortadan kaldırırken; muhalefetin ve belli çevrelerin neler yaptığını hepimiz hatırlıyoruz. Mega projelerimizin mahkeme yoluyla engellenmeye çalışılmasından, ülkemizin gurur kaynağı şirketlerimizin açıkça tehdit edilmesine, binlerce insanımıza iş kapısı olan müteşebbislerimizin yıpratılmasından savunma sanayi alanındaki firmalarımızın itibar suikastlerine uğramasına, ülke ülke dolaşıp uluslararası yatırımcılara gelmeyin çağrısı yapılmasına kadar akla gelebilecek her türlü sabotajla karşılaştık. Bakınız bu ülke yabancı yatırımcılara kendi ülkesinin kötüleyen, kendi ekonomisini şikayet eden ana muhalefet partisi genel başkanları gördü. Bu ülke, meclis kürsüsünden iş dünyasına tehditler savuran siyasetçiler gördü. Bu ülke, paralel örgütün uzantılarıyla işbirliği yapıp Türkiye'ye ve Türk ekonomisine operasyon çeken muhalif aktörler gördü. Öyle trajikomik durumlarla karşılaştık ki; 'Millet yol mu yiyecek' diyen vizyonsuzları mı ararsınız, Gazi Mustafa Kemal'i bahane edip, ülkemizin dünyada ilk üçe girdiği İHA ve SİHA'larına saldıranları mı ararsın. Allah rahmet etsin Özdemir Bey bu işin aşkıyla yanıp tutuşan kalp ameliyatı olduğu zaman kendisini hastaneden ziyaret ettiğimde orada o hasta yatağında bile SİHA'ların son durumunu bana özellikle soracak kadar bu işin aşkıyla yanıp tutuşan bir sanayiciydi. İktidara geldiğimizde 'Savunma sanayi projelerine dokunacağız' diyeni mi ararsınız.

Bu ülke bunları da gördü. İktidara muhalefet etmeyi sermaye ve yatırım düşmanlığına dönüştüren bu zihniyetin her çeşidine şahit olduk. Burada bir teselli olarak şunu da söylemek isterim 21. Yüzyıl Türkiye'sine asla yakışmayan bu arkaik zihniyetin, 13 seçim yenilgisi sonrasında bizzat partileri tarafından Türk siyasetinden perte çıkarılmasını, ülkemizin kalkınma yolculuğu adına, Türkiye'nin aydınlık geleceği adına fevkalade önemli buluyoruz. Sırtından hançerlenmenin öfkesini sosyal medyada sürekli birilerine hakaret ederek çıkarmaya çalışanlara sadece acıyarak bakıyoruz. Onlar ne yaparlarsa yapsınlar eski Türkiye'nin unutulmaya yüz tutmuş kötü hatıraları olarak anılmaktan kurutulamayacaklar. 85 milyonun arasına öfke ve nefret duvarları öremeyecekler. Allah'ın izniyle, biz de bunlara umdukları fırsatı vermeyeceğiz" diye konuştu.

'TÜRKİYE ÜZERİNDE BİRLEŞTİĞİMİZDE NE KADAR BÜYÜK OLURSA OLSUN HER BADİREYİ ATLATIRIZ'

Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Bizi bugünlere getiren doğru bildiğimiz yolda sabırla kararlılıkla emin adımlarla yürümemizdir. Türkiye'nin hayrına olacağına inandığımız hiçbir meselede başkalarının ne dediğini umursamadık. Hayalleri hedeflere hedefleri somut projelere projeleri de zamanla tek tek esere yatırıma hizmete dönüştürdük. Bugün de her konuda duruşumuz bakışımız bu şekildedir. Bizim tek bir derdimiz var: o da bu ülkeye aşkla hizmet etmektir. Bizim tek bir gayemiz var o da insanımızın hayır duasını almak. Bizim tek bir hedefimiz var. O da Türkiye Yüzyılı'nı inşa etmektir. Bunun dışında hiçbir derdimiz, hedefimiz, endişemiz yoktur. 22 yılda elde ettiğimiz başarıları kendimize basamak yaparak çok daha iyi yerlere geleceğimizden hiçbir şüphe duymuyoruz. Çetin mücadeleler neticesinde tesis ettiğimiz güven ortamının bozulmasına kesinlikle müsaade etmeyeceğiz. 22 yıldır yürüdüğümüz uzun ince bu yolda, ülkemizi demokrasiyle hukukla adaletle ve kardeşlikle büyütmeye devam edeceğiz. Siyasetten topluma sirayet edecek yumuşama ikliminin kökleşmesinde işçi ve işveren fark etmeksizin tüm sendikalarımızın desteği çok önemlidir.

'TOPLUMUMUZUN TÜM KESİMLERİ ARASINDAKİ DİYALOG ZEMİNİNİ GENİŞLETMEMİZ GEREKİYOR'

Erdoğan, "Bölgemizde gerilimin hat safhaya tırmandığı bu dönemde, toplumumuzun tüm kesimleri arasındaki diyalog zeminini genişletmemiz gerekiyor. İsrail'in koçbaşı olarak kullanıldığı kirli planın hedefine ulaşamaması, her şeyden önce 85 milyonun Türkiye ortak paydasında buluşma iradesi göstermesine ve bu doğrultuda adım atmasına bağlıdır. Türkiye üzerinde birleştiğimizde ne kadar büyük olursa olsun, her badireyi atlatırız, her meselenin üstesinden geliriz, her türlü sıkıntıyı çözeriz. Ama iç kalemizde bir gedik açılırsa, Allah korusun dışarıda verdiğimiz mücadelenin de bir anlamı kalmaz. Gün, bir olma, birlik olma, hep beraber Türkiye olma günüdür Gün ezeli ve ebedi kardeşliğimizi güçlendirme günüdür. Tüm siyasi partilerin tüm sendikalarımızın hangi görüşe mensup olursa olsun, tüm sivil toplum kuruluşlarımızın kardeşlik seferberliğimize samimi destek vermesini bekliyoruz. 'İşçi olmadan işveren olmaz, işveren olmadan işçi olmaz. Devlet olmadan hiçbiri olmaz' yaklaşımıyla hareket eden Türkiye Metal Sanayicileri Sendikasının da diğer sendikalara da örnek olmasını temenni ediyorum" diyerek sözlerini noktaladı. Program sonunda MESS Yönetim Kurulu Başkanı Özgür Burak Akkol Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'a hediye takdim etti. (DHA)