Hapis yaza yaza...
“Bilgisayarsız, daktilosuz, ‘el emeği’ dördüncü Silivri kitabını sizinle paylaşmak istedim.”
Arkadaşımız Elif Eral, Mustafa’nın yazacağı yeni kitaba güzel bir ad öneriyor:
“Hapis yaza yaza biter.”
Kara mizah bir yana.. İktidardaki samimiyetsizliğe ne demeli...
Lafa gelince tutukluluğun uzamasına karşılar... Milletvekili seçilen kişilerin tutuklu yargılanmasını onaylamıyorlar..
Bunu da sık sık söylüyorlar...
Gelin görün ki geçen hafta Kamer Genç bir yasaya “Milletvekili seçilen kişilerin tutuksuz yargılanmalarını” öngören değişiklik teklifi verince renkleri aniden değişti. Teklif Adalet Bakanı Sadullah Ergin ile AKP’li Komisyon Başkanı Hakkı Köylü’nün olumsuz görüş bildirmelerinin ardından AKP’li milletvekillerinin oylarıyla reddedildi... Pek açıkça söylemiyorlar ama.. İktidarın vicdanı da kuşatma altında... Bir türlü özgürleşemiyor...
Avukatlar gününde...
Avukatlar Günü’nü (5 Nisan) hafta içinde kutladık...
Bizim avukatlarımız (kaşarlanmış olan azınlık hariç) fedakâr insanlardır. ABD’de ise avukatların imajı olumsuzdur.
ABD’de dava açmak isteyen bir kadın, ünlü avukata soruyor:
- Sizin iki soru için bin dolar danışma ücreti aldığınız doğru mu?
- Evet doğrudur... İkinci sorunuzu alayım?
Evren’in gözü arkada kalmayacak!
Gençlere, emekçilere, hakkını arayan vatandaşa
“cop, tazyikli su, gaz bombası, mermi, gözaltı, yargı, işten atma, okuldan kovma” silahlarını kullanan sivil iktidarın eksiği yok fazlası var...
Gülhan Elmas
Adilerin idamları
Yıllar önce bir otobüs garında tesadüfen tanıştığımız bir delikanlı sohbet arasında:
- Babamı Kenan Evren astırdı, demişti...
- Babanız sağcı mıydı solcu mu?
- Sağdan soldan anlamazdı, adi mahkûmdu...
Pek bilinmez, bilenler de unutmuştur... Kenan Evren’in 12 Eylül’de astırdığı 50 kişinin 23’ü adi mahkumdur... Paşa’nın “adi”lerle ne alıp veremediği var diyeceksiniz...
Efendim şöyle... Çağdışı bir ceza sayıldığı için idam cezaları 1970’lerde artık uygulanmıyordu.
İdama mahkûm edilenler cezanın uygulanmayacağını bildiklerinden fazlaca telaşlanmıyordu...
12 Eylül’de mahkemelerin siyasi mahkûmlara verdiği idam cezalarının uygulanmasına karar verildi. Bu kararların uygulanması için sırada bekleyen adilerin asılması gerekiyordu. O yüzden önce haklarında idam kararı verilmiş olan 23 adi mahkûm asıldı. Peşinden sıra sağcı ve solcu gençlere geldi. Eğer 12 Eylül darbesi olmasa o adi mahkûmlar bugün yaşıyor olacaktı. Kader...
Devlet Tiyatrosu
Devlet Tiyatrosu Cumhuriyetin şanlı sayfalarından birini oluşturur... Teoman Yazgan, genişletilmiş ikinci baskısı yapılan “Örnek bir Cumhuriyet Kurumu; Devlet Tiyatrosu” adlı kitabında bu onurlu sayfayı bize çok güzel anlatıyor. Türkiye İkinci Dünya Savaşı’na varan sıkıntılı yıllarda kültür ve sanatı ihmal etmemiş, konservatuarı, operayı, tiyatroyu büyük bir özenle ve Batı standartlarında inşa etmiştir. Milli Eğitim Bakanı Hasan Ali Yücel 1941 yılında Devlet Konservatuarı’nın ilk mezunlarına Cumhurbaşkanı İsmet İnönü huzurunda diplomalarını verirken şöyle konuşuyor:
“İnsanlığın en müthiş savaşlarından birini yaptığı böyle bir devirde tiyatro temsilleriyle, opera ile de meşgul olmamız güzel sanatlar davasına nasıl ciddi bir anlam verdiğimizin tarihe geçecek kadar kuvvetli bir delili sayılmalıdır...”
Değerli yazar Turgut Özakman’a göre Cumhuriyet’in dört temel manevi dayanağı vardır:
Halkevleri, Köy Enstitüleri, Ankara Radyosu ve Devlet Tiyatrosu... Atatürk diyor ki:
“Tiyatro yalnız hoş bir vakit geçirme, bir eğlence aracı değildir. Bir ulusun fikri seviyesini, yaşayışını ve zevkini de yansıtan büyük bir sanat dalıdır...”
Devlet Tiyatrosunun ünlü oyunları ve oyuncuları kitapta önemli yer tutuyor. Yıldırım Önal’dan Cüneyt Gökçer’e, Macide Tanır’dan Handan Uran’a, tiyatronun unutulmaz isimleri sahnedeki fotoğraflarıyla bir resmi geçidi gerçekleştiriyor anılarımızda. Bir başka dikkati çeken nokta da Atatürk, İnönü, Celal Bayar gibi isimlerin tiyatroya yakın ilgisi... Örneğin; İftar vaktine raslayan bir oyunda İsmet İnönü orucunu birkaç parça bisküvi ile açmış, ağzını oynatmasının oyuncuları rencide etmemesi için durum önceden oyunculara bildirilmiş...
ABD Ticaret Bakanı Bryson: “Türkiye artık global oyuncu” demiş...
Aynen... Tehlikeli sahnelerde ABD’nin dublörlüğünü yapıyor...
Haldun Ertem
Said -i Nursi Sempozyumu düzenleyen
Mardin Üniversitesi Rektörü, “Cumhuriyetimiz hatalarıyla yüzleşiyor” demiş.
Rektör atamalarındaki hatalarla ne zaman yüzleşeceğiz?
Fahrettin Fidan