Günlük hayatı etkileyen ruhsal bir bozukluk olan depresyonun etkileri ve tedavi sürecini Öğretim Üyesi Dr. Davut Genç anlattı.İSTANBUL (İGFA) - Depresyon, bireyin duygusal, fiziksel ve zihinsel sağlığını derinden etkileyen yaygın bir ruhsal sağlık sorunu olduğuna dikkati çeken İstanbul Okan Üniversitesi Hastanesi Psikiyatri bölümünden Öğretim Üyesi Dr. Davut Genç, depresyonun sadece bir moral bozukluğu değil, ciddi bir tıbbi durum olduğunu açıkça gösterdiğini söyledi.

Depresyonla mücadele için ‘Hayata Varım’ projesi başladı Depresyonla mücadele için ‘Hayata Varım’ projesi başladı

Depresyonun tek bir nedeni olmadığını ve genellikle birden fazla faktörün birleşimi sonucunda ortaya çıktığını belirten Dr. Genç, "Biyolojik, psikolojik ve çevresel etkenlerin etkileşimi, depresyonun oluşumunda önemli rol oynar. Genetik yatkınlık, depresyonun biyolojik nedenleri arasında sayılır; ailesinde depresyon öyküsü olan bireylerde bu rahatsızlığın görülme riski daha yüksektir. Beyindeki kimyasal dengesizlikler (serotonin, norepinefrin ve dopamin) de depresyon riskini artırabilir. Psikolojik ve sosyal etkenler de depresyonun nedenleri arasında önemli yer tutar. Travmatik yaşam olayları, sevilen birinin kaybı, iş kaybı, ekonomik zorluklar veya ciddi hastalıklar gibi durumlar depresyon riskini artırabilir. Çocuklukta yaşanan travmalar ve kötüye kullanım da depresyonun gelişiminde rol oynayabilir. Sosyal izolasyon ve yalnızlık bu durumu daha da kötüleştirebilir. Ayrıca, sürekli olumsuz düşünceler ve düşük özgüven, depresyonun ortaya çıkmasını tetikleyebilir" diye konuştu.

‘TEDAVİSİ KİŞİYE ÖZEL OLMALI’

Depresyonun tedavisinde erken müdahale ve kişiye özel tedavi planları oldukça önemli olduğunu kaydeden Dr. Genç, "Psikoterapi, depresyon tedavisinde yaygın olarak kullanılan bir yöntemdir. Antidepresanlar, depresyon tedavisinde sıkça kullanılan bir başka yöntemdir. Beyindeki kimyasal dengesizlikleri düzeltmeye yardımcı olan bu ilaçlar, genellikle birkaç hafta içinde etkilerini göstermeye başlar. Ancak, antidepresanlarla ilgili toplumda yaygın bazı önyargılar bulunmaktadır. Örneğin, birçok kişi antidepresanların bağımlılık yapıcı olduğunu düşünür. Oysa ki, antidepresanlar, doğru kullanıldığında bağımlılık yapmazlar. Bir başka önyargı ise antidepresanların kişiliği değiştirdiği yönündedir. Ancak, birçok bilimsel araştırma, antidepresanların depresyon tedavisinde etkili olduğunu kanıtlamıştır. Bu ilaçlar, depresyonun biyokimyasal bileşenlerini hedef alarak, kişinin günlük işlevlerini geri kazanmasına yardımcı olabilir" dedi.

Dr. Genç, depresyon belirtileri gösteren kişilerin sağlık profesyoneline başvurmalarının önemli olduğunu söyledi.

"Erken teşhis ve tedavi, depresyonun etkilerini minimize edebilir ve kişinin yaşam kalitesini artırabilir" diyen Dr. Genç, "Destek aramaktan çekinmeyin; depresyon tedavi edilebilir bir durumdur ve profesyonel yardım almak bu sürecin en önemli adımıdır. Unutmayın, yalnız değilsiniz ve yardım istemek güçsüzlük değil, aksine önemli bir adımdır. Kendi sağlığınıza ve iyiliğinize değer verin; gerekli desteği arayarak daha iyi bir yaşam kalitesine ulaşabilirsiniz" uyarısında bulundu.

Kaynak: igf