Üniversite sınav sonuçları açıklandı. 31 Ağustos da başlayacak kayıtlar sonunda kontenjan açıkları açıklanacak. Puan sistemi ile öğrenciler müracaatlarını yapacaklar. Umarım birçok gencimiz arzu ettikleri fakültelere kayıtlarını yaptırırlar.
Önceki yazımda üniversite giriş sınavının yanlış uygulama olduğunu belirtmiştim. Bunu söylerken belki öğrencileri sınavlara hazırlayan kurum ve şahıslar kızabilirler. Amacım dershanelerin kapatılması falan değildir. Bilakis daha çok kurum olsun. Daha çok öğrenci yetiştirelim. Nasıl yetiştirelim? Konu budur.
İlkokuldan başlayan istidat çalışmaları, her çocuk için 3 veya bir üstü HAYATİ BRANŞ olarak seçilir. Öğrenciler bu yönlere sevk edilir. Adeta hamur gibi yoğrulur. Üniversiteye girmek ve istidadı doğrultusunda okumak için GENÇLER, akranları ile kıyasıya mücadele verip okuyacağı fakülteye girmeyi hak kazanmalıdır. Kazanamayanlar ise ara elemanı olarak iş hayatına atılacak ve çok daha başarılı olacaklardır. Mesleki eğitimlerde okuyan öğrencilerin, garsonluk tezgâhtarlık veya meslekleri ile alakalı olmayan işlerde çalışmaları engellenecektir. Çünkü anne babalar müdahil olarak kendilerinin okuyamadıkları bölümlere çocuklarını zorlamaktadırlar. Çocuk da istemeyerek geldiği bölümü bitirir ve diplomasını alır. Ama asla kendi işini yapmaz. Hâlbuki işgal ettiği o bölümü severek ve isteyerek okumak isteyen nice genç açıkta kalıyor. Yine diyorum ülkemizin kalkınmasını gerçekten istiyorsak, çocuklarımızı İSTİDATLARINA göre yönlendirip gelişmelerini sağlamamız gerekmektedir.
Çocuklarımızı YARIŞ ATI olmaktan çıkaralım. Herkesin üniversitede okuması gerekmiyor. Üniversiteye hak kazananlar yollarına devam ederken, kazanamayanları zayi etmeden sevdikleri iş sahasına başlatmalı ve işiyle barışık bireyler meydana getirmek şarttır. Ne iş olursa yaparım efendim dönemini kapatmak için bu formül uygulanmalıdır.
Benim üniversitem olsa ne yaparım. Bu benim fikrim ve idealimdir. Hedefimdir. Benim KIZIL ELMAMDIR. Kimsenin ne dediği, haydi canım sende, olmaz böyle şey demesi umurumda değil. Bu fikrimi alıp uygulamak isteyenleri de takdir ve tebrik ederim. Bakın efendim;
1. Üniversitemi kazanan gençlerimi bölümlerine kayıt yapsalar bile bir sene toplu eğitim yaptırırım. En az iki yabancı dil öğretirim.
2. Milletimin örf ve adetlerini uygulamalı öğretirim.
3. Çok değerli akademisyenlerimle eleklerden geçen öğrencilerimi asıl büyük elekten geçirip, gerçek bölümlerine yerleştiririm.
4. Arzu edene iki ana dal üzerinden eğitim verdiririm.
5. Hedefe koyacağım KIZILELMA şudur. Dünya çapında bir bilim ve ilim adamı yetiştirmektir.
6. Mezun olan öğrencilerimi burslu olarak Yüksek Lisanslarını tamamlatıp alanlarında hayatın içine salıvermektir.
7. Okuyacağı bölümleri tamamen uygulamalı eğitim olarak devam edeceklerdir. Derslerine sadece akademisyenler değil şalvarlı teyze ile yaşını başını almış köylü amcalar da girmelidirler.
8. Bizzat hayatın içinde toplum katmanları ile eğitim öğretim devam etmelidir.
9. Milletimize mal olmuş devlet adamlarımızın yetiştiği metotlarla bugünümüzün teknik ve sosyal yaşamımızı bir araya getirerek İNSAN YETİŞTİRMEK, her sahada LİDER İNSAN YETİŞTİRMEK.
10. Okutan ve okuyanlar, severek çağları titretecek gençliğin yetişmesine vesile olacaklardır.
Bu saydıklarım sadece belli başlı ana noktalardır. Oturup sesli düşündüğümüzde nice güzel şeyler ortaya çıkacaktır. Bugün bu hayallerimi uygulamalı yapan nice vatansever gençlerimiz var. Bunları bir adım geçip toplumu da arkasında koşturacak gençler yetiştirmek zor değildir. Yeter ki isteyelim.
Yüce Allah buyuruyor ki; bilmediğinizi ilim ehline sorunuz. İşte sadece Türkiye’mizde değil, dünya da bilmediğini öğrenmek için bize başvuran LİDER ÜLKE olmak, lider insanlar yetiştirmekten geçer.
İlgililerin, parasını hep korumakla meşgul olanların, yetkililerin, ülkemi seviyorum diyenlerin bilgisine arz ediyorum. Eğer inanıyorsak bu konuda en üstün biz oluruz. Neden olmasın ki? Aslında yerler var, öğretim elemanlarımız var. Gönüllü insanlar var. Çalışacak kadrolar var. Başarılı gençlerimizde var. Parasını insan yetiştirmeye adayacak insan veya vakıflarda bulunca, bunu başarırız.
Beyinlerimizi karıncalanacak kadar düşünceye sokacağımız Cumalar diliyorum.
Selam ve dualarımla.
Saim ORAL, Kartal 4 Eylül 2020